Yetersizlik hissi, çocuğun benlik yapısının zayıflığından da kaynaklanır. Zira güçlü benlik yapısına sahip çocuklar, içsel mekanizmaları ve filtreleri düzgün çalıştığı için hemen yetersizlik hissine kapılmazlar.
Benliği zayıf çocuk, arkadaşı bir işi başarmaya başladığı sırada, “Zaten ben beceremem.” diyerek sürecini yarım bırakır, devam ettiremez. Çocuk sürekli mütevazı kişilerle bir arada bulunmayabilir. Empatiden yoksun, baskın biri, zayıf benlik yapısındakine, “Geri zekâlı. Sen bunları hâlâ bilmiyor musun? Hadi be saçmalama.” diyerek oldukça yıkıcı davranabilir. Bu sözlere muhatap olan çocuk da yetersizlik hissedip kendini etiketleyebilir.
Yetersizlik hissi, öğrenmelerin durmasına, düşkünlüğe, durağanlığa sebep olur. Tüm gelişim dönemlerinin askıya alınmasıdır da aynı zamanda…
“Matematiği öğrenemiyorum.” diyerek yetersizliğe düşmüş bir çocuk, kolayca öğrenebileceği bilgileri dahi kavrayamaz duruma gelir. Arkadaşlarından üstün özellikleri olmasına karşın bunları göremeyecek, hissedemeyecek kadar körleşir kendine.
Tüm bu olumsuzlukların tohumu eğer evde atılıyorsa, burası ona göre yeniden düzenlenmelidir. Okulda çocuğa yetersizlik hissini yaşatan çocuklar varsa, anne-baba bunları dikkate almalıdır. Evde çocuğu rehabilite edici konuşmalar yapılmalıdır. Çocuğun daha mütevazı kişilerle iletişim kurabilmesi için arkadaşlık zemini hazırlanmalıdır.
“Ben bunu yapamayacağımı düşünüyorum.” diye kendini ifade ettiğinde, anne-baba çocuğu zorlamamalıdır. Aksi halde çocuk kendini yetersiz hisseder. İhtiyacı varsa çocuğa rehberlik teklifinde bulunmalıdır ebeveyn, “İstersen bu konuda beceri kazanman için yardımcı olabilirim.” gibi… Öneriyi kabul etmediğinde ise, “Sen ne biçim çocuksun. Öyle söylüyoruz olmuyor, böyle konuşuyoruz olmuyor.” dememeli, çocuğun o işi yapabilmesi için ona zaman verilmelidir.
Kaynak : Kendine Yardım sayfası. ) isaaltun.com